28 Nisan 2020 Salı

Sosyal İmleme: Falcı Ara

Su şüphesiz bizim ana içeceğimizdir. Topluluğumuzda iki tür içecek sever var: çay içenler ve kahve içenler

Bu içecekleri içme sıklığı, tüketim alanları ve vücutta yarattıkları etkiler farklıdır. Bu fark genellikle mizah konusu olmuştur. Her evde ve işyerinde, kahve çekirdeği olarak tanımlanan bireylerin yanı sıra çayı seven bir kitle var. Bu yazıda, çay ve kahve içenlerin hem benzer hem de farklı yönlerini ele alacağız. Eski bir İskandinav sözcüğü bize "insanların ne yediğini" söylese bile, onu "insanların ne içtiğini" olarak güncelleyeceğiz.



Çay keyfi; Kahve Gerilimi
Çay her zaman bir zevk unsuru ile vurgulanır. Çay keyfi; Sabah, öğleden sonra, akşam ve öğleden sonra tam bir seferberliğe dönüşebilir. Ama kahve; her zaman bir zevk, bir dinlenme içeceği değildir. Genellikle, yorgunluğu azaltmak, konsantrasyonu arttırmak ve uykusuzluk sorunuyla biraz daha mücadele etmek için kahveye dönüşürler.

Çay, Anneler; Kahve, Öğrenci İçeceği
Çay ve kahve alışkanlıkları da hangi kütleyi sık tükettikleri istatistiklerine göre şekillenir. Çay çoğunlukla annelerin ve ebeveynlerin geleneksel içeceği olarak tanımlanırken, kahve çalışanların ve öğrencilerin bir numaralı seçimidir. Kahvede bol bulunan kafein, uyarıcı bir etkiye sahip olduğu için uzun çalışma saatlerinde çalışmak zorunda olanlar tarafından tüketilir.

Sınava hazırlanan öğrenciler, espresso gibi kafein oranını iki katına çıkaran özel kahvelerle hayatta kalmaya çalışırlar. Aynı şekilde, güne sabah erken başlayan çalışanlar, kahvaltıdan önce veya sonra en az bir fincan kahve ile güne merhaba derler. Bununla birlikte, çay çoğunlukla kahvaltı ve akşam yemeği için tüketilen ve tadı nedeniyle talep edilen bir içecektir. Bu en temel farklılıklardan biri olarak gösterilebilir.

Çay Bağımlıları Şanslı, Kapıda Kahve Bağımlıları İçin Kriz
En temel ayrıma gelelim. Bu başlığı okuyan kahve bağımlıları, kriz kelimesinin uyandırdığı görüntülerden rahatsız olabilir. Bununla birlikte, kahve stoklarının tükeneceği ve üretimin 50 yıl içinde yavaşlayacağı dünya ile paylaşılmaktadır. Hem Amerika Birleşik Devletleri'nde hem de İngiltere ve Kanada gibi ülkelerde yapılan araştırmalar, iklim değişikliklerinin kahve üretimi için risk altında olduğunu ve 2070'ten sonra artık kahve çekirdeğinin üretilemeyeceğini açıkladı. Çay içenler şanslı olmaya devam ediyor. Karadeniz Bölgesi, seri ve lezzetli çay üretimine devam ediyor. Yüzyıllar boyunca hiçbir kriz beklenmiyor.

Çay ve Kahve Bağımlılarının Ortak Noktası: Asabiyet
Tabii ki, bu bağımlılıklar da vahşi doğaya atılmayacak bir alışkanlık yaratıyor. Geziler, seyahatler, çalışma sahalarında belirli bir süre içilemeyen çay ve kahve, vücuda benzeyen bir sinir savaşı yaratır. "Çabuk bir kahve içmeliyim." ya da "Eve döner gitmez çay hazırlayacağım", kişisel olarak söylediğimiz ya da duyduğumuz klişelerden biridir. Özellikle günün uzun saatlerinde çay veya kahveden mahrum bırakılan bağımlılar için "geri çekilme krizi" de kapıda olabilir.



Çay Pasta, Kahve Çikolata
Bu içeceklerin yanı sıra, tüketilen yiyecekler farklı yönleri açığa çıkarmada örnek olarak gösterilebilir. Çaya ek olarak, genellikle kurabiye, çörek ve hamur işleri gibi pasta yiyecekleri tüketilir. Kahve çoğunlukla karanlık ve benzer çikolatalarla içilir.

Çay Çeşitliliği
Son on yılda, kahve pazarında uluslararası ve devrimci değişiklikler meydana geldi. Şimdi, Küba, Endonezya ve benzer ülkelerdeki kahve çok daha ucuz kahve kafelerinde satılabilir. Kahvelerdeki bu çeşitlilik kendini çaydan çok daha yüksek yolculuklarda gösterir. Farklı çay türleri daha bitkiseldir ve çeşitli grip ve uyku hastalıklarının alternatif tedavisi için tüketilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder